Alanya denince akla gelen ilk görüntü nedir biliyor musun? Elbette, altın sarısı kumları ve turkuaz mavisiyle göz kamaştıran Kleopatra Plajı! Burası sadece Akdeniz’in değil, Türkiye’nin en çok tanınan plajlarından biri. Üstelik adını efsanelerle dolu Mısır Kraliçesi Kleopatra’dan alıyor. Peki bu eşsiz yer tam olarak nerede ve Kleopatra Plajı’na nasıl gidilir?
Kleopatra Plajı Nerede?
Kleopatra Plajı, Antalya’nın Alanya ilçesinde, şehir merkezine sadece yürüme mesafesinde yer alıyor. Damlataş Mağarası’nın hemen önünden başlayarak Alanya Kalesi’nin batı eteklerine kadar uzanıyor. Plaj yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda, genişliği ise ortalama 30-40 metre. Yani hem güneşlenmek hem de yüzmek için fazlasıyla alan var.
Adres: Saray Mah. Atatürk Bulvarı, Alanya / Antalya
Google Haritalar: “Kleopatra Plajı” yazman yeterli
Bölge: Damlataş – Teleferik – 100. Yıl Parkı çevresi
Merkezden Yürüyerek Ulaşım
Alanya merkezde konaklıyorsan Kleopatra Plajı'na ulaşmak çocuk oyuncağı. Atatürk Caddesi üzerinde kısa bir yürüyüş yaparak birkaç dakika içinde kendini kumların üzerinde bulabilirsin. Özellikle Damlataş bölgesinde kalan otellerden yürüyerek plaja ulaşmak 5 dakikadan kısa sürer.
Toplu Taşıma ile Ulaşım
Şehir içinde birçok minibüs ve otobüs hattı Kleopatra Plajı güzergahından geçiyor. Durağın adı genellikle “Damlataş Mağarası” veya “Kleopatra Otel” olarak geçer.
Kullanılabilecek hatlar:
1 numaralı Alanya Belediyesi otobüsü
50 ve 101 numaralı otobüsler
Mahalle minibüsleri (turuncu plakalı dolmuşlar)
Otobüsten indikten sonra plaj hemen karşında. Üstelik yol boyunca restoranlar, kafe ve marketler de var. Tatil konforu tam da burada başlıyor.
Özel Araç ile Geliyorsan
Kendi aracınla geliyorsan sahil boyunca park yeri bulman mümkün. Ancak yaz aylarında park yeri sıkıntısı yaşanabilir. Damlataş Otoparkı gibi ücretli otopark seçeneklerini değerlendirebilirsin.
Navigasyona “Kleopatra Plajı” ya da “Damlataş Mağarası” yazmak yeterli olacaktır.
Sadece masmavi denizi ya da altın rengi kumlarıyla değil, adıyla da dikkat çeker bu plaj. Rivayete göre Roma İmparatoru Marcus Antonius, Alanya'yı Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya hediye etmiş. Kraliçe de burada denize girmeye bayılırmış. Kim bilir, belki de ayak bastığın kumlarda onun izleri hâlâ duruyordur…
Plajın Öne Çıkan Özellikleri:
Suyu berrak ve serinletici
Kıyıda kum, açıkta hafif çakıllı yapı
Mavi Bayrak ödüllü temizlik
Ücretsiz halk plajı, şezlong ve şemsiye kiralama imkanı
Duş, soyunma kabini ve WC mevcut
Burası sadece denize girmekle kalacağın bir yer değil. Çevresinde gezilecek, görülecek ve tadına varılacak çok şey var.
Yakındaki Noktalar:
Damlataş Mağarası: Serinlemek ve nefes almak isteyenler için birebir
Alanya Teleferik: Denizden gökyüzüne doğru kısa ama etkileyici bir yolculuk
Alanya Arkeoloji Müzesi: Kumdan tarihe uzanan bir kaçamak
100. Yıl Parkı: Gölgelik alanlar ve yürüyüş yolları
Plaj kafeleri: Sahil kenarında gözleme, dondurma, meyve tabağı keyfi
Sabah saatleri deniz çok daha sakin ve berrak oluyor
Akşamüstü güneş batarken manzara kartpostallık
Özellikle yaz sezonunda erken git, öğle saatleri kalabalık olur
Plaj kumlu ama açıkta hafif dalga olabilir; çocuklar için dikkat
Fotoğraf çekimi için en iyi ışık sabah 09:00 – 10:00 arası
Deniz, tarih, efsane ve huzur… Tüm bunları aynı anda yaşamak istiyorsan, Alanya’daki ilk durağın kesinlikle Kleopatra Plajı olmalı. Kolay ulaşımı, tertemiz denizi ve çevresindeki zenginliklerle burası her gününü ayrı güzellikte geçireceğin bir tatil bölgesi.
Eğer rotan belliyse, şezlongunu seç, gözlüğünü tak ve kendini Akdeniz’in serinliğine bırak.